"Sonunda oldu!" denebilecek şeyler yaşandı. Artık mutlu olmam gereken birtakım olaylar gerçekleşti. Ama esas kızımız hala mutlu değil. Çünkü mutluluk öyle bir şey değilmiş. Ben huzurlu olmak istiyorum, hep de bunu istemişim. Çünkü içimdeki ses hala susmadı. Onu susturacak şeyler olabilir mi, mümkün mü bilmiyorum. Ama o sesi benim çıkardığımı artık farkettim. Bu eziyeti, tatminsizliği ve kaygıyı ben yaratıyorum. Neden yapıyorum hakikaten bilmiyorum. Uzun uzun konuşulması gereken bir güzergah olabilir bu. Ama bunu kendi kendime başardığım gibi onu da belki yine kendim başarabilirim. Başarmak ve ben çok yan yana yazılabilecek kelimeler değil diye düşünüyorum bunu yazarken. Çünkü genelde kendimi böyle tanımlarım. Oysa bu tamamen baktığım yer ile ilgili. Bembeyaz bir duvarın siyah bir noktası olsa ben onu da görürdüm. Detaycı, mükemmelliyetçi, belki biraz takıntılı ve özgüvensiz denebilirim. Bunları neden mi söylüyorum? Çünkü her şey yüzleşmek ile ilgili. Şu an bizi üzen her ne varsa bu bitince mutlu olacağımız kesin değil. Değişim içimizdeki gözde olmalı. Bakışımızda olmalı. Ben de henüz bunu beceremedim. Ama anladım. Mücadele hiç bitmeyecek. Ama yollar hep karanlıktan da geçmeyecek. Kürekleri çöpe atmayalım.