16 Mart 2019 Cumartesi

Varoluşsal Sancılar

Sanki bir şey gülüşünü çalmış gibi senden. Sanki bir yerde unutmuşsun gibi neşeni. Sanki canın sarılmak çekmiş, anlaşılmak istemiş de nasip olmamış gibi. Sanki bir durakta bekler gibisin mutluluğu, umudu, inancı... Sanki her şey öyle senden bağımsız gibi. Gelir veya gelmez, beklersin ya da gidersin, gidersen nereye gidersin? Kalırsan beklediğine değecek mi? Karamsarlık çıkmış sanıyorlar şansına. Halbuki iktisatsız harcamışsın neşeni, bilmiyorlar... Bir kuşun kanadına, bir ağacın dalına, yeni bir kitap kokusuna, şeftali rengine, en çok da insana harcamışsın. Kendine kalmamış gibi. Kendine yetermiş gibi. Sapasağlammış gibi. Hiç sessiz göz yaşı dökmemiş gibi. Sanki herkesin yürek yarası senden çokmuş, seninki boşmuş gibi. Kendine etmişsin aslında kötülüğü. Kimseye kıyamamışsın. Ama kıymetli de olmamışsın. Belki de en çok anlaşılmamak üzmüş seni, tıpkı terzinin kendi söküğünü dikememesi gibi...