28 Ocak 2019 Pazartesi

Büyüdük

İçimde yığınla boşluk varken tastamam bir tablo gibi durmamayı öğrendim mesela. Adım atacak takatim kalmamışken hala koşabilecekmişim gibi tetikte beklemekten de vazgeçtim.Mutlaka başkaları için yapmam gerekenler olacak, askıya aldım onları. Biraz sadeleştirdim önümü. Bi de baktım ki karşımda o küçücük kız duruyor... Karanlığın içinde yapayalnız kalmış. Nasıl bırakmışlar orada, niye bırakmışlar çok da önemli değil açıkcası, kalmış işte... Korkmuş, ağlamış da çok, en çok sarılma çekmiş canı yaşıtlarının çikolata çekerken. Kendi başına bunca zaman nasıl dayanmış böyle diyor insan. Görünce dayanamadım... Sarılıverdim. Öyle ihtiyacı varmış ki o sahiciliği derinden hissediyorsun. Birkere sarıldın ya bırakamazsın artık onu o karanlıkta. Alacak, sahip çıkacak, kurtaracaksın onu buradan. Seveceksin, saçlarını tarayacaksın belki, cam kırıklarında yürüsün diye değil de ayağına taş değmesin diye kollayacaksın onun. Kimse anlamayacak neden bu kadar üstüne düştüğünü, ama sen bileceksin. O kadar iyi anlıyorsun ki onu. Hak veriyorsun, ve biliyorsun onun senden başka kimsesi yok. Bunca zaman kimse görmemiş onu. Sen görmüşsün. Bu senin kızın.

İşte insan içindeki çocuğa sahip çıkabilecek tek kişinin kendisi olduğunu anlayınca büyüyormuş. Büyüdük...