10 Haziran 2020 Çarşamba
Bir Kalkanım Yok
Bir kalkanım yok. Savunmasızım. Hayat sağlı sollu sallıyor. Durduğum yerdeyim. Tam anlamıyla yerdeyim. Kalkacak gibi oluyorum, tekrar yıkılıyorum. Öldüğümü düşünebilirsiniz. Ben öyle hissediyorum. Başlangıç noktasından çok uzakta, kaybolmuş bir yerdeyim. Neşem, umudum, sabrım, inancım hepsi yok olmuş. Bir yerlerde unutmuşum, kaybetmişim. Çok eksilmişim zamanla. Aşınmışım. Önceden güçlüydüm. Öyle olduğumu sanıyormuşum. Oysa zaman sinsice çökertmiş beni. Kimsenin sevgisine ve ilgisine inanmıyorum. Kendimden başka - ki şayet kaldıysam- kimseye sığınamıyorum. Aradığımda orada bulamıyorum. Ait olamıyorum. İstenmeyen tüy gibiyim. Fazlayım. Bir o kadar da eksik, tamamlanmamış bir parçayım. Yapbozumun eksik parçasını arıyorum. Zavallı gibi görünüyorum. Çok ağlıyorum. Kimse susturamıyor. Zaten hiçbir sebebe de kanmıyorum. Tatmin olmuyorum. Hiç ama hiçbir şeyden zevk almıyorum. Küskünüm. Artık güvenemiyorum. Eksildim. Sanki yanlış şeylere yatırım yapıyorum. Çabalarım sonuçsuz kalıyor. Elimde bir şey yok. Kürekten de yoruldum, dalgalardan da sıkıldım. Kalkanım yok. Çok fazla tahammül edemiyorum. Işığı göremiyorum. Bu dünyayı sevmiyorum.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)