Bazen olduğunuzdan farklı biri olmak istersiniz.
Bazen yanınızdakiler olmasın, uzaktakiler sizinle olsun istersiniz.
Bazen toz olmak, havaya karışmak istersiniz.
Bazen su olmak, birilerinin içtiği bardakta olmak istersiniz.
Bazen kaybolmak, yok olmak istersiniz.
Bazen koşarak sarılmak, hissetmek, tutunmak da istersiniz ama bunlar gözardı edilir hep...
Bazenler çoğalır bazen...
Uykun gelmez mesela.
Ya da izin vermezsin uykuya,
Direnirsin mesela.
Sanki gözlerini kapatmadan önce hala çözebileceğin bir çok şey varmış gibi.
Oysaki sorunlar hep oradadır,
Sen yaklaşmadıkça,
Sen eline almadıkça düğümler hep bıraktığın yerde kalır.
Her defasında da aptalca şaşırırsın ya buna...
Güya akılla geldik dünyaya... Ben kullanamıyorum. Kullanabilen var mı?
"Kısmet" diye hitap ettiğimiz her şey aslında şans oyunlarının bir başka versiyonu değil mi?
Bilmeden kabulleniyoruz. Kabullenmekte sıkıntı yok da bilsek güzel olurdu hani...
Doğru mu yanlış mı, iyi mi kötü mü diye düşünmekten kafam patlamazdı belki. Hoş, çok da işe yaradığı söylenemez de zaten.
Aklımı benden alsınlar. Ya da kalbimi. İkisi beraber kısa devre yapıyor çalışınca.
Ben yoruldum,
Biraz mola verelim hayat.