Şu an mutluyum. Çünkü çok sevdiğim bir şarkıyı dinliyorum. Bu şarkının melodisi çok hoşuma gidiyor. Hatta o kadar çok hoşuma gidiyorki bitmesin istiyorum. Çünkü bu şarkıyı dinlerken dünyada geriye kalan her şey önemsizleşiyor. Bulanık bir cam ardındaki olaylar kadar belirsizleşiyor. Sanırım buna ihtiyacım var. Çünkü sanırım bu şarkıyı aralıksız 5. dinleyişim ve şimdi de 6. olacak. Kaçıyorsun diyebilirsiniz. Evet galiba kaçıyorum. Ama ben hayatın bütün dertlerini aynı anda çekecek kadar kendini büyümüş hissedememiş biriyim henüz. Ya da kendimi bu tembel düşünceyle avutmak hoşuma gidiyor.
Hadi ama kabul edin bunu herkes yapıyor. Hatta belkide sırf bu yüzden aşık oluyoruz. Etraftaki şeyleri tozbembe görmeyi seviyoruz. Geçeceğini biliyoruz fakat kendimizi avutmaya ihtiyacımız var. Çünkü kimse sonsuza dek mutlu etmiyor, zaten kimse sonsuza dek mutlu kalamıyor. O kadar da aciz miyiz ya? "Noluuuuur biri geeelsiiiinn nooluur biri benii dee sevsiiiin noluuur aşııık olaayım artııık" bu lafları çevremdeki yalnız arkadaşlarımdan çokça duyuyorum. Fakat şu an doğru şeyi mi istiyorlar emin değilim. Aşk bitiyor gençler, kandırmayın kendinizi. Sevgi baki. O sonsuz; fakat o da aşk kadar heyecan vermiyor. Bence bir insan sevmeyi öğrendiği zaman olmuş demektir. Ona artık "insan" diyebiliriz. Ama asıl sorun mutlu olabilmek. Ya da pardon düzelteyim "Mutlu kalabilmek". Çünkü hiç mutlu olmadım ben, acıların kadınıyım dersem nankörlük etmiş olurum. Çoğu kez mutlu da edildim, mutlu olmasını da bildim. Ama neden bu bir gün yağışlı ertesi gün güneşli havalar gibi çelişki yaratıyorki. Mutlu ol, dur dur mutlu kal diyecektim iç sesim sürçtü, olsun bitsin arkadaş. Hayatımdaki zikzaklardan çok yoruldum. Sürekli tembellik yapacağım, yorulmayacağım diyip kendimi salıp sonradan da ipin ucunu kaçırdığımı farkedince depar atan bir insan olmaktan çok sıkıldım. Aslında totalde bu daha da yorucu. Bir de sayısalcı olacağım daha bunu bile hesap edemiyorum.
Ne farkederdi ki hesaplasam... Sanki uyabileceğim kurallarıma. Prensip denen şey ben de yok sanırım. Gelişi güzel yaşıyorum. Allahtan başına buyruk, aklı havada bir insan değilim. Ama yinede Ferrari olup Şahin hızında giden biriyim. Bu lafı bana Tarih öğretmenim söylemişti. Tarihim kötüdür. Yani Ferrari olsam da kötüdür. Yani bunu hayatımdaki sosyal ilişkilerimle orantılarsak, evet ben Ferrari olup Şahin hızında giden biriyim. Allahım bu nasıl gaz veren bir cümle. Nasıl ego yaptırıyor, nasıl... Ego yapsam ne farkeder, sonuçta hala sadece bir Şahin'im.
Bu müzik bitmesin, sanırım şu an 10. seferi geçti. Şimdi kalkıp kaçmakta olduğum bütün her şeyle mücadele etmek zorundayım. Kendi hayatını bile yönetemeyen beceriksiz bir insanım. Sadece gülümsemeyi biliyorum. En çok da müzik dinlediğimde. O yüzden bu şarkı hiç bitmesin.